Yilmaz Özdil kaş yaparken göz çıkardı
* * *
Dizileri izleyen kitlelerin GERÇEK sanıp öyle inandıkları, hatta hızlarını alamadıklarını örneklerle canlı canlı anlattı..
Peki herşeyi gerçek olarak algılayan bir toplum tarihi dizinin de harem sahnelerinin tamamen hayal ürünü değil de GERÇEK miş gibi inanmayacaklar mı?
Gerçi çıkan son tartışmada dizideki seneryodaki yazılanları YAZARLAR BiİLE GRÇEK sanıyorsa ve bunu savunuyorlar, halk başka ne sansın ki?
* * *
buyrun yılmaz özdülin gerçekleri:
Beyaz Gelincik dizisindeki eroin satıcısını tenhada kıstırıp “seni gidi adi puşt” diye ağzını burnunu kırmıştı sayın ahalimiz…Çocuklar Duymasın’ın annesini anketle “yılın annesi” seçmişlerdi, ki, evli değildi, çocuğu yoktu.Doktorlar’ın cerrahı Kutsi’ye, ameliyatını yapması için 20’den fazla vatandaşımız başvurdu, muayene etsin diye, dizi setine alzheimer’lı babasını, hatta bebeğini getirenler bile oldu.
Karagümrük Yanıyor diye dizi yapmaya kalktılar, hapisteki bi ağır abi, Karagümrük’ü yakacak adam anasının karnından doğmadı diye telefon etti, yayından kaldırdılar.
Sağır Oda’da suikast ihbarı yapıldı, işi ciddiye alıp, savcıları harbi harbi göreve çağıran köşe yazarları çıktı.
Akasya Durağı’ndaki kuyumcu soygunu 155’e ihbar edildi, terörle mücadele timleri operasyon düzenleyip silah çekti iyi mi, az daha maskeli sanatçıları vuruyorlardı.
Asmalı Konak’ı görmek için Kapadokya’ya turlar düzenleniyordu; sanırsın müze’dir, Konak’a giriş için ikişer lira bilet ücreti ödeniyordu.
Kurtlar Vadisi’ndeki Çakır ölünce, sayfa sayfa vefat ilanı verilmiş, gıyabi cenaze namazı kılınmış, mevlit okutulmuş; “terörist”i canlandıran ise, tekme tokat dövülmüştü.
Ahalinin rol’ü gerçek sanması gibi, rolü’nü gerçek sananlar da vardı. Kurtlar Konseyi’ndeki Baron’un sağ kolu Kılıç, esir Rum’u alnından vurdum, dokuz Yunan öldürdüm, hâlâ et yiyemiyorum, aklıma kokmuş cesetler geliyor dedi. Makarios’un rahibelerini yatağa attım da diyebilirdi.
Anadolu uygarlıkları için belgesel çekmeye çalışan televizyon ekibi, Kayseri Kalesi’ne Bizans bayrağı asma gafletinde bulundu, temsili Bizanslı kıyafeti giyen figüranlar yumruklandı, ekmek çarpsın biz Türk’üz, Müslüman’ız diye yalvardılar, nafile… Neticede dış mihraklar püskürtüldü, belgesel çekilemedi, hadise apar topar cereyan ettiği için mehter takımı bulunamadı, taksi durağından temin edilen Türk bayrağı törenle surlara çekildi, İstiklal Marşı okundu.
Hacı dizisi için cami önünde ABD’yi protesto çekimleri yapılırken, cuma namazından çıkan cemaat galeyana geldi, tekbir getirmeye başladı, arbede yaşandı, olay yerinden geçen sivil polis müdahale etti, ABD bayrağını yakan oyuncuyu gözaltına almaya çalıştı.
*
Yılmaz özdil burada başbakanı da bu halk sınıfına sokma gayretindeyken.. Aslında halkın dizideki hayal ürünü seneryolara nasıl gerçekten inandıgını da canlı olarak anlatmış durumda..
Buna başka örnek ise sitemize gelen ziyaretçi yorumları.. Herkes hiç tarihi bilgisi olmadan dizidekini oldugu gibii inanarak yorumlar yapmakta. kanuni ve osmanlıyı yerden yere vurmaktalar..
Evet son sözümüz yılmaz özdile.. Gerçekten de "HAREMDEKİLER PADİŞAHLARIN DÜNYA AHRET BACISIYDI" Tıpkı kız meslek liselerindeki öğrencilerin tamamının başbakanın dünya ahiret bacısı olması gibi....
Önce gidin OSMANLI'daki haremin ne oldugunu araştırın...
yazıya bak... haremdeki
yazıya bak... haremdeki kadınlar padişahın dünya ahret bacısıysa 9 erkek 4 kız gökten zembille mi indi??? fazla abartmamış mısınız??? şehzade orhan 1552'de istanbul'da doğmuştur o sırada hürrem hayattadır ve çocuk hürrem'in değildir. hadi buna da cevap verin. ayrıca 1526'da doğan raziye kimin çocuğu??? ben söyleyeyim hürrem'in değil.
28.11.2012 - Ziyaretçi