Kanuni Dönemi
"Osmanlı padişahları içinde denizlerin önemini en fazla idrak eden şüphesiz Kanuni Sultan Süleyman’dı." Bir devlet düşünün ki, Hazar Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz, Basra Körfezi’ni denetiminde tutsun; bir devlet düşünün ki, Macaristan’ın bir bölümü, Balkanların tamamı, bugün Ukrayna sınırları içinde kalan Kırım, Anadolu, Mezopotamya ve Arabistan’a hükümran olsun; nihayet bir devlet düşünün ki, Sudan ve Habeşistan’dan Mısır, Libya, Tunus, Cezayir ve Fas’a kadar Afrika topraklarını yönetsin, Hind Okyanusu’na, hatta güneydoğu Asya’daki Açe gibi küçük sultanlıklara bile el uzatsın. |
|||
30 Eylül 1520 : Süleymân Han’ın tahta çıkışı. 30 Eylül 1524 : Sadrâzam İbrâhim Paşa’nın, Mısır’a asayişi sağlaması için gönderilmesi |
|||
Osmanlı, fethettiği yerleri asla sömürmedi. Almadı. Hep verdi. Bu yerlere yatırım yaptı. İngilizler, Vehhabilere altın vermek suretiyle İstanbul’dan Medine-i Münevvereye uzanan demir yolunun raylarını söktürdüler. İstasyonları tahrip ettirdiler. Kaldı ki o tarihte petrol yok idi. Bazı Türk düşmanlarının Arap ülkelerini sömürdünüz şeklindeki sözleri iftiradır. O tarihte kum tepelerinden başka bir şey yoktu. Yavuz Sultan Selim bu mübarek topraklarda iken Hakim-ül Haremeyn (Mekke ve Medine’nin hâkimi) denilmesine itiraz etmiş ve “Hizmetkârı” denilmesini istemiştir. |
|||
Tabii ki Hürrem Sultan değildi. Ancak, bizim bahsedeceğimiz olay bütün Akdeniz'i, onun tarihsel önemini, Akdeniz ülkelerinin geleceğini, Avrupa'da ki kuzey ve güney dengesini tek kelimeyle bütün dünyanın geleceğini çok yakından ilgilendirmiş hatta, iddialı bir tabirle belirlemiştir. |
|||
Peçevi İbrahim Efendi ile Gelibolulu Âlî’den naklen özetliyoruz: Kanuni dönemi alimlerinden Sahn müderrisi iken şeyhülislam hakkında Rüstem Paşa’ya yazdığı bir şikayet mektubunda devlet itibarına saygısızlık ettiği için padişah huzurunda azarlanarak azledilmiş bir Arapzade vardır. Bilahare Semiz Ali Paşa vezir-i azam olunca ilk icraatı bu Arapzâde’yi Mısır kadılığına tayin etmek oldu. Âlî’ye göre o gece olanlar şöyledir: Divandan sonra saadetlü padişah hasodayı teşrif buyurup canlarının sıkkın olduğu belli olunca Yakup Ağa; -Düşmanlarınız mahzun olsun; padişahımın ıztırabı nedir? diye sormuş ve hünkar hazretleri; |
|||
Sitemizde arama yap |
||
|
Anket |
||
|
Son yorumlar |
||
|
Osmanlıca imla |
||
